09 Şubat 2024

İÇİNDEKİ KAPLUMBAĞALAR

İçindeki kaplumbağaların gülümsediğini duy
ve sarılarak uyumaya çalış. Çoğu dudak okur
ve rüyalarında konuşurlar.
En güzeli, iç dünyaları çok basit
yalnız ve mutludurlar, o sert kabuklarının içinde.

Bir kahve yap kendine
geceler uzun, aşklar kısa, ten kayıp
bir kıtanın son mısrasından girip
sözsüz bir oyunun dehlizlerinde şarkı söyleyerek
otuzbir çektiğini bile kanıtlar tarih
çok istersen bu da olur;
rezalet ve hikmet
içiçe geçip
çelme takarlar anlama durupdururken
anlamazsın, ağlatır…


YOK DURUM

kaydığım yer şehirdi, urdu

kucağım toprak yüreğim çamur

zihnim kızgın taştan seğirtip şehveti

muhtaç bir aslanın ağzına tıkıyordu

duyulmadım dediğimde kimsenin

eti etine sığmıyordu

dudağımız durak bilmez, ıslak

uzun hazzına zimmetleniyordu

 

tam o zamanlardı

devlet kendini beğenirken

kitle kibrinden külfete tapıyordu

mütereddit egzamalar başkentindeki

kavruk memelerini

emmeden geçen kurak bereket

kendi etrafından

zafersiz dönüyordu

 

biz takılmazken bunlara

nicedir hâlleri

yoka sapan o kunt bakış

tepetaklak muradına

hâdsiz sevgisini iletiyordu

 

işine mi geliyordu

içine mi dönüyordu

kafasına göre sulak bir

nimeti geri tepiyordu

 

simetrik kaygan dibine

imgeler düzüyordu

 

galiba hayat

inadına vuruyordu

 

hadi şimdi çullan

kullan dudaklarını yakmak yalanlamak

için için içini

sökesi gelen

uygarlığın acı dilini

şehri kusarken

susmam için yalvarırken

ölümle yarışırken

ödüm bokuma karışırken

yanmak demiş miydim

 

yoktan var olmazken? 


23 Mart 2020

KAYGI


hadi çağırmayalım birbirimizi
biraz çağrılmayalım da uslanalım
rengimiz otursun

biraz canımız acısın

dudaklarımız demlensin

bakınca unutuyoruz


sıfat at bana
bana sıfat at

bedensiz
asfaltlarımız
sulansın

kasvetle eğlendir

kıskandır iskeletine binen
yalanla avladığın benliği

hiç gibi peçelendir
ipliğin sızlasın

ıssızın konuşurken
muhasebe edilsin
istiflenmiş yüreğin
ıssızdan korkmadan

hadi avlan biraz

ufkuna leylek giymiş
eski usûl keyfini keşfet

11 Mart 2017

YOK SÛRESİ

Çok kayıp çığlık yok
Hepsi acıyor tek tek gün ışıyınca

Siper edilmiş gece
Ter ve efkârla sızıyorsa
Yaramız da bizdendir
Ve ölüm de hep çirkef

Ya kitap açık kaldıysa
Kaçtıysa sesi şairin?

Ya mâzi mezarından fışkırıp
Kana kana içilebiliyorsa?

Yok bir ayıp
Kâfi bu ıstıraplı baht
Vaziyete münâsip kaçış
Demlenir elbet gönülden