çoktan üstümden attığımı zannettiğim varlığımı önüme seren kalabalığın aptal bakışlarını üleştiriyorum kendi oyunlarına..
hiçlik..
sessizlik.. bir hezimet bu! inançla inançsızlık arasında kıvranan ruhlarına bakıp, kentin yeniden yaradılışına dair bir safsata üretiyorum..
meğer gerçekten herşey yalanmış..
ben de bu yalanlara katlanmaya çalışan ufacık bir kobaymışım..
tüh!
aramızda mesâfe bıraksam bir boka benzeyecek miydi hislerimiz?
kaç kalibrelik bir niyetti
ne pahasına umutlarımız?
kaçtan satışa çıkmıştı kuruntularım; bunu bir ben bilmeliyim! bir ben tefekkür etmeliyim.. birileri hep oynuyor, birileri hep susuyor
du..
26 Şubat 2005
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
İÇİNDEKİ KAPLUMBAĞALAR
İçindeki kaplumbağaların gülümsediğini duy ve sarılarak uyumaya çalış. Çoğu dudak okur ve rüyalarında konuşurlar. En güzeli, iç dünyaları ço...
-
İçindeki kaplumbağaların gülümsediğini duy ve sarılarak uyumaya çalış. Çoğu dudak okur ve rüyalarında konuşurlar. En güzeli, iç dünyaları ço...
-
hadi çağırmayalım birbirimizi biraz çağrılmayalım da uslanalım rengimiz otursun biraz canımız acısın dudakları...
-
kaydığım yer şehirdi, urdu kucağım toprak yüreğim çamur zihnim kızgın taştan seğirtip şehveti muhtaç bir aslanın ağzına tıkıyordu duyulmadım...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder