30 Haziran 2006

Tarçııııın!.... çınçın çııııın!...



tarçın! çın çın çııııın!

Seni çok seviyoruz oğlum! Sen bir şeylere yeniden, yeniden ve yeniden başlamanın, yeniden huzuru öğretmenin milâdısın!..

Diğer üç kardeşimiz ve annemiz en sonunda, sabahın şu kör vakti itibarıyla, binbir güçlükle bizim bahçeye kadar ulaştılar. Hayatlarını kuru mama yiyerek geçirebilirler isterlerse. Sanırım keyifleri de yerinde..

Tarçın da onları yukardan kesiyor. Yazgısalın ironisi.. Esasında mavi gözlüsü vardı, pek haylazdı ve pek oyuncu.. Ama şimdi Tarçın iyi bir zar atmış olmalı ki hayatta, bizimle birlikte.. Umarım diğerleri de aynı yazgıyı paylaşırlar. (bu yazgısallığa fenataktım sabahsabah; maksat uluorta metafizik bir hâlet-i rûhiyeyi paylaşmak değil de.. Neyseee! Keyfim yerinde.. Şu sıralar en çok Tarçın var. Bir sürü şey de var yazacak buralara. Aslında para da kazanmak gerekiyor biraz daha.. Aslında film yapmak gerekiyor.. Kitabı hazırlamak gerekiyor... BABA ZULA'dan Gerekli Şeyleri dinleyip dinleyip, kendini hatırlamak gerekiyor yaaa... Bu da bir dahaki sefere.)

Ama yine de geçmişten kalan birkaç şey ekleyivereceğim aşağıya

Hiç yorum yok: